Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Uzağı Yakınlaştırmadan Yakını Anlamak

Buradaysa, bir anlamı var. Yanında olmamasının da bir anlamı var. Hayat birilerini yakınlarda tutarken birilerini uzakta tutmayı başarabiliyor. Ve iyi ki bunu yapıyor. Böylece bizlerin faydasına olanı biz çabalamadan yerine getirmiş oluyor. Hayat seninle gülen üç beş kişiden ibaret ve uzakta kalanın yakına gelmesi bir mucize değil. Mucize yakınında olan ve yakınında olacak olanı hissettiğin anları ne kadar doğru yaşayabildiğin. Hissettiğin halde uzaksa o hiç yakın olmamalı. Yakın olan içinse uzaklık bir ölçüt olmayacak. Geldiğinde anlayacaksın. Çünkü kalpteki uzaklık hiçbir mesafe ile ölçülemez. Yanı başını yakın olanlarla doldurabilenler şanslı, uzak olanları yanı başına getirmeye çabalayanlar yorgun. Ve en büyük yanılgı ise, uzak olanı yakınlaştırabileceğini sananlar, yakın olanı görmeden.. Gözlerle değil yürekle görmeli ve yakın olanı alıp kalbinin içine yerleştirmeli. Çünkü uzak her zaman uzak kalacak, uzak hiçbir zaman yakın hissettirmeyecek.

Yapısız Yapı

 Gözler aracılığı ile bize sunulan yeryüzü öyle ilginç bir yapıya sahip ki, bazen bir yapıya sahip olamayacak kadar beklenmedik ve şaşırtıcı hamleler gösteriyor biz canlılara. Öyle ki canlı olduğumuzu söylerken bile şüphe duyuyorum. Sürekli akışta kalmak uğruna kendimizi savrulurken bulduğumuz günler geçirirken, içimize dönüp bakmak aklımıza getirilmemek üzere programlanmış bir yapısız yapıdan bahsediyorum. İçsel değişim sadece içsel değil neredeyse tamamen bu yapının etkisi olarak baş gösteriyor. İnsanlık karşılaştığı tüm yeniliklere ayak uydurmaya çabalarken ruhunu buna hazırlamadan yaptığı atılımlar onu kurtarılamaz bir çukurun en dibine sürüklüyor. Dünyadaki değişim o kadar hızlı ve yetişilmesi imkansız ki artık, bir parçasına dahi ulaşabilen kişi bunu mucize sayıyor. Diğerleri ise tüm çevresel koşullarla birlikte ''diğer'' olmaya devam ediyor. Bir toplumun üyesi olabilmek uğruna uymamız gereken bir çok kural var. Kendi kimliğimizi değiştirmek de bunlara dahil. Uyum

Karar Vericiler ve Düşünenler

 Hayattan beklediğimiz şeyler var. Hep vardı ve var olacak. Geçmişimiz hayatın bize sundukları ve bizim kendi irademizi kullanabildiğimiz ölçüde gerçekleşti. Geleceğimiz ise geçmişin bıraktığı izleri taşımak ve bir bakıma yeni sunulanı ne şekilde kabullendiğimiz veya değiştirmeye çalıştığımız yollarda geçecek. Tüm bu döngü ve hayatın kendi isteğiyle sürüklediği insanların geleceklerini yaratma gücüne sahipken sadece düşünen, gerçek anlamda düşünen ve kendi yolunu yaratmaya gücü olanlar, ki bunların sayısı oldukça az olacaktır, düşünmelerini geçtim bu güce sahip olma aşamasında birçok zorlukla yüzleşmeleri gerektiğinin de farkına vararak diğerlerinden farklı olarak adlandırılmaktan hayli zarar görme ihtimallerini de göz önünde bulundurarak içine atıldıkları duruma itaat etme mecburiyetinde olacaklar. Sadece birkaçı her türlü caydırıcı unsura karşı gelebilecek, yine de tüm bu çabaların karşılığında onlara sunulmuş olan yaşamaları gereken hayattan da olacaklar. Bunun sebebini yüzyıllardır